Dünyaya gözlerini açtığı günden hayatının son günlerine dek dolu dolu yaşamış, fakat yine de kendi tabiriyle, gerçek aşka seyirci kalmış, yaşatamamış biridir Orhan Bey.
Büyülü bir ortamda doğmuş ve gerçek anlamda büyülerin, sihrin revaçta olduğu, cahil halk topluluklarının büyülerden medet umduğu; toprak ağalığının, aşiret düzeninin egemen olduğu; kadınların ikinci sınıf insan muamelesi gördüğü bir ortamda çocukluğunu geçirmiştir.
Hayatı boyunca büyülere, büyülü şeylere ve ...